“Ölmek, varolmuş olmak ve artık olmamaktır,“ derdi Jose Saramago. O öldü, artık yok, ama Çatıdaki Pencere Portekiz’de ve Brezilya’da, anadilinin vatanlarında basılır basılmaz insanlar yeni kitabı elden ele dolaştırdılar ve yepyeni bir heyecanla okuduklarını belirterek şaşkınlıklarını dile getirdiler. Saramago bir kitap daha yayımlamıştı, duyarlılıklarımıza nüfuz eden, hayret ve hayranlıkla kalakalmamıza neden olan taze ve aydınlık bir kitap; ve anladık, sonunda anladık ki bu artık kesinlikle varolmayan ama paylaşmaya devam etmek isteyen yazarın ardında bıraktığı bir armağandır. Bıktırana kadar şu cümle yinelendi: Bu kitap mücevher, Saramago nasıl oluyordu da o yaşında bu bilgeliğe sahip olabiliyordu, insanları böylesine incelikle, kusursuzca ve anlatıyı uzatmadan betimleyebiliyordu? Nasıl oluyordu da sıradan ve önemsiz ama bir o kadar da evrensel durumları dile getirebilecek, bu kadar dingin bir şiddetle köhne değer yargılarına karşı gelecek kapasiteye sahip olabiliyordu?“
Çatıdaki Pencere, Jose Saramago’nun yazarlığının erken döneminde yazdığı, ama ölümünden sonra yayımlanan romanı. Eşi Pilar del Rio’nun dediği gibi, Çatıdaki Pencere Saramago’ya giriş kapısıdır ve her okur için bir keşif olacaktır. Sanki mükemmel bir halka tamamlanıyormuş gibi. Sanki ölüm yokmuş gibi.
(Arka Kapak)
Çatıdaki Pencere: Saramago’nun Yazmaya ve Yayın Dünyasına Küsmesine Neden Olan Kitap.
José Saramago Çatıdaki Pencere’yi 1940-50 yılları arasında yazdı. 1953 yılında yayıncılara teslim edilen özgün metin Portekizli yayıncılar tarafından yayımlanmadığı gibi daktiloda yazılmış sayfalarla dolu dosya kaybedildi. Otuz bir yaşında genç bir adamken kendisinden esirgenen bu yanıt yüzünden Saramago tam yirmi yıl boyunca yazmaya ara verdi. 1989 yılında Saramago İsa’ya Göre İncil kitabını tamamlamakla uğraşırken söz konusu dosya yayınevinin taşınması sırasında bulundu. Yayınevinin bu tutumu yazarın artık yok edilmesi mümkün olmayan ve onlarca yıl süren ıstıraplı bir sessizliğe gömülmesine yol açmıştı. Saramago tam da bu nedenle “zaman içinde kaybolan ve bulunan kitap“ın kendisi hayattayken basılmasına karşı çıktı. Metni masasının üzerindeki binbir evrak arasında unutup gitmesi de bu eski acıya bağlanabilir. José Saramago Çatıdaki Pencere’yi okumadı, karısı Pilar metni deri ciltle kaplatmaya götürdüğünde hiç ilgilenmedi.
Aradan 50 yıldan fazla zaman geçti, Saramago 2010 yılında bu dünyadan ayrıldı. Onun ölümünden sonra kendisinden kalan belgeleri, notları elden geçiren eşi Pilar del Rio bu kitabı da ortaya çıkardı ve Saramago’nun yaşarken izin vermediği bir şeyi yaparak yayına hazırladı.
2007 yılının Mayıs ayında Türkiye’ye de gelen ve mütevazı kişiliği, sessiz duruşuyla toplantılara katılıp kitaplarını imzalayan Saramago din ve devlet kurumlarına karşı eleştirel yaklaşımı ve İsa’ya Göre İncil romanının ülkesinde yasaklanması nedeniyle hayatının son 18 yılını Kanarya adalarında geçirmişti.
Çatıdaki Pencere kişilerin romanıdır. Kırklı yılların Lizbon’unda geçer, İkinci Dünya Savaşı bitmiştir, ama romandaki her şeyi sarıp sarmalayan bir gölgeye, sessizliğe benzeyen Salazar diktatörlüğü sürmektedir. Ancak politik bir roman değildir Çatıdaki Pencere, Saramago’ya giriş kapısıdır ve her okur için bir keşif olacaktır.
İlknur Özdemir-
Kitabın Özellikleri
Basım Dili | Türkçe |
Çeviren | Pınar Savaş |
Sayfa Sayısı | 312 |
Kapak Türü | Karton Kapak |
Kağıt Türü | 2. Hamur |
Basım Tarihi | Ekim 2017 |
Basım Yeri | İstanbul |
En / Boy | 14,00 / 20,00 cm. |