Öyle ya,
İnsanın cenneti, sevdiceğinin yanıydı.. Ve yarin olmadığı her yer
cehennemdi!
O ise karanlığın içindeydi.. Ama o'nun içi aydınlıktı.. Çünkü boğazına
kadar aşk'a batmış, her yanına aşk bulaşmış, buraaam buram aşk
kokmaktaydı..
Ve biliyordu..
Bu aşk onu yaşatmayacaktı.. Buna rağmen, o, aşk'ı yaşayacaktı..
Çünkü aşk'ı olmadan yaşayamazdı.. Ve aşk'la, hiç yaşanmayacağını
anlayacaktı.. Bu ne erkendi, ne de buna geç kalınmıştı.. Çünkü aşk,
“ansızın”dı.. Ve sadece yaşanırdı.. Ve yaşayınca anlayabilecekti
insan; Aşk insanı öldürürdü..
Niye insan ölmek için aşk'a ilişir, aşk'ı yaşardı ki? Ölmeye değer
miydi yaşamak aşk'ı? Belki de aşk'ı yaşayınca bulacaktı insan, tüm
bu soruların cevaplarını! Ve belki de aşk'ta, hiçbir cevap
bulamayacaktı aynı insan?
Sadece soruları artacaktı, cevapları bulunamayan! Çünkü nereden
bilsindi ki, aşk'ı yaşamayan ve aşk'a bulaşmayan, bunun değip
değmeyeceğini?
İşte bu roman, belki de bunun için okunmaya ve okurken de buram
buram aşk'ı yaşamaya değerdi..
Kitabın Özellikleri
Basım Dili | Türkçe |
Sayfa Sayısı | 263 |
Kapak Türü | Kuşe Kapak |
Kağıt Türü | 2. Hamur |
Basım Tarihi | Şubat 2016 |
Basım Yeri | İstanbul |
En / Boy | 13,50 / 21,50 cm. |
Editör | Sema Kahveci |